17 Ocak 2014 Cuma

Awesome day in Świdnica-Poland (first memory which is written in english)

  I have been writing about my Erasmus days since i came Poland. I have been writing all my stories in Turkish language. Sometimes some of my foreign friends told me that they cant understand my language so i need to write in English too. This is first time that i am trying what they want.

 I would like to write about one of our best days  in Poland as Erasmus students from Walbrzych. The day which we spent our time with one of our classmate Agata and her boyfriend   Krzysztof.  They invitied us to their city which is called Świdnica. We really like that place. It was so good to share our time with them. We met with Agata's  grandparents. They cooked dinner for us. It was delicious and perfect!! We had a city your with Agata and Krzysztof. We watch the city's view from the tower.We went to play billiards ! 


 I have to say that it was one of the best days in our Erasmus days. Thanks again our friends to invited us there and give 

give chance to see one more Polish city. We would like to see them in Turkey !!!
 Dinnerr at homee :)
 City tour :)


Dessert before the billiars :)

8 Aralık 2013 Pazar

Ne gezdik be !

30 aralık akşam 21.00 da başlıdı serüven. Varşova'dan ilk istikametimiz Brüksel'di. Couchsurfing'den yerimizi ayarlamıştı Çağrı rahat gidiyorduk kalacak yerimiz vardı. İner inmez ilk şoku yaşadık pahalı olacağını tahmin ediyorduk ama havaalanından merkeze ulaşmak için kişi başı 15 euro vererek geziye başlayınca ne oluyoruz lan dedik. Her neyse adamın evinin adresini aramaya başladık. Çağrı gün içinde konuşmuştu, couchsurfing'den evinde kalacağımız adam o gece barda çalıştığını ama evde arkadaşının olduğunu gidebileceğimizi söyledi bize. Çok değişik bir mahalleye gelmiştik herkes bi garip gergin falan. Biz evi arıyoruz binaların numaralarına bakıyoruz derken bir binanın kapısı açıldı iki kız çıktı dışarıya, içerden gelen müzik sesi ile parti olduğunu düşündüm. Kızlar öpüşüyorlar falan neyse çok şaşırmadan (belçika hollandadan sonra eşcinsel evliliğe müsade eden ikin ülkeymiş) önemsemeden numaraya baktık.  Kızlar bilir diye onlara sorduk ingilizce biliyorlardı sağolsunlar söylediler şu taraftan gidin diye. Döndük tam gidiyoruz kızlardan biri 'aşkım seni seviyorum' diyince birden döndüm Türk müsünüz diye sordum. Kızlardan biri Türk çıktı  manitasına Türkçe öğretiyormuş :) konuşmaya çalışıyorlar sokak ortasında öpüşmekten fırsat buldukça. Biz şaşkın şaşkın evi aramaya devam ettik bulduk sonunda. Arkadaşı karşıladı bizi çok kibar bi adam anlattı evi gezdirdi falan ama tuhaf bişiler vardı. Evin heryerinde çıplak erkek fotoğrafları falan dergiler besbelli abiler eşcinsel evlilik yaşıyorlar. Çağrı ile göz göze geldik ve o an orada kalmıyacağımızın kararını verdik. Çıktık sabah 4.30 a kadar hostel falan aradık arada karşılaştığımız insanlar falan geçtiğimiz sokakar felaket. Evsizin biri ağzı burun kan içinde takıldı bize uğraş dur adamda öyle bir ingilizce varki ama Türkiye'de olsa iyi bi şirkette olur o dille. Neyse öyle böyle bulduk hostel attık kendimizi 3-4 saat uyudukdan sonra Brükseli didik didik gezdik. sonrasında gece havaalanına gidip sabah 6 da olan uçağı orada bekledik.



2. durak Venedik. Sabah 6 da Brükselden Venedik'e uçtuk. Acaip bir heyecan en çok görmek istediğim yerlerden biri hep merak ettiğim. Çok yüksek bi beklenti ile gittik.Yine havaalanından ulaşım için bir sürü para verdik. Bildğin ada gibi biryere geldik belli bi yerden sonra şehrin ulaşımı tamamen vapur,feribot falan. çok farklı değişik bir yapısı var  özel kılan da bu farkı zaten. büyülü güzel bi şehir. aslında şehir de değil. Çarşı gibi bütün sokaklarda pahalı lüks mağazalar falan.  ama şunu da söyleyim akşam olup karanlık çökünce büyüsü bozuldu adeta şehrin insan kalmadı sokaklarda oranın halkı sadece esnaftan oluşuyor gibi bir hali vardı. Görülmeye değerdi. :)


Venedik'te geceyi havaalanında geçirdikten sonra sabah yine 6.30'da Roma'ya uçtuk. Yorgunluk başlamıştı artık hafif hafif. Roma ilk iki şehirde sonra çok kalabalık dolu gelmişti. Gitmeden önce okuduğumuz ve duyduğumuz kapkaç olaylarından dolayı çok tedbirliydik. Merkezede tren istasyonuna yakın bir yerde Hostel'i ayarlayıp gezmeye başladık. Kolezyum,Aşk Çeşmesi(Türk'lerin tabiri),İspanyol Merdivenleri,Vatikan,Pantheon kısa sürede baya iyi iş çıkardık sağlam gezdik iyide yorulduk. Neyseki bu yorgunluğun üstüne iki gün aradan sonra hostelde kaldık.  Sabah 4 gibi uyanıp havaalanına geçtik bir sonraki durak Barcelona için.





Nekadar uyumuş bile olsa yorgunluk iyiden iyiye artıyordu. Madrid'e vardığımızda gücümüz bitmişti resmen. Normalde hostelde kalmayacaktık ama dayanamazdık hemen bi hostel ayarladık. Çok gezemedik zaten. gücümüzün yettiğince birkaç yere uğradıktan sonra hostele gidip uyuduk. Madem çok gezemedik bari biraz gece hayatına bakalım dedik.Krakow'dan ispanyol arkadaşımız madrid'de yaşayan arkadaşlarının numarasını falan verdi onlarla buluştuk yeni tanışmış olmamıza rağmen çook sıcak karşıladılar bizi. oraya özel birşeyler falan yedik güzel zaman geçirdik sonra gecelere akalım dedik , çarşamba günü olduğundan çok hareket yoktu zaten biraz takıldık falan ama uyku ağır basıyordu ve sabah 6 da yine uçak vardı. Çok dayanamadık gitti vurup kafayı uyuduk.


Son durak Barceloona!  belkike en güzel yerdi. Yorgunluğumuza aldırış etmeden eski erasmus öğrencimiz Caterina'nın peşine düştük gez de gez gez de gez. En önemlisi Nou Camp'ı görmeye gittik.Mabed süper ! :ok yorgunduk ama nasıl olsa son gün diye diye baya gezdik. Gece yine barcelonanın çıldın hayatına dalalım dedik. Yine hafta içi olmasının verdiği boşluk vardı ama yine de iyiydi. Barcelona çok güzel bir şehir. Madrid daha resmi Ankara'yı andırıyor ama Barcelona farklı :) 




Çağrı ile çıktığımız gezi 10 numara oldu. Sağlam gezdik eğlendik güldük yorulduk ama değdi.  6 günde 4960 mil uçtuk,sadece 23 saat uyuduk toplamda, kaç kutu redbull içtik hatırlamıyorum :)) Efsane bir 1 hafta yaşadık!

8 Kasım 2013 Cuma

Varşova'da 4 gün ve Çağrı başkan :)

Bir başka polonya şehri başken Varşova'da buluştuk. Çağrı başkanı ziyarete gittim. 4 yıldır söyler durur kayseriye gel misafirim ol gezelim tozalım. Hiç fırsat olmadı. Ama polonyada başkanın memleketini ziyaret fırsatını değerlendirmemek olmazdı. Çok güzel de oldu. 4 gün boyunca 10 numara ev sahipliği bilinci ile gezdirdir yedirdi içirdi saolsun. Aslında ölü bir vakitte gittim. Halloween haftası,Polonya özel günü derken herkes biryerlere kaçmıştını. Normal zamanlarına göre boştu koca şehir. Ama biz yine 'berabersek zaten eğleniyoruz' olayını gerçekleştirdik. Çok eğlendik çok gezdik çok yorulduk. E bir araya gelmişken gezi planları yaptık.



Amerikan kültürünü yaşayan Jeff's de süper bi kahvalı ile başladık gezmeye. 
 kültür binası. Ruslar tarafından seneler önce yaplmış.içinde yok yok sinema,club,kütüphane vs. vs..
 kültür binasının 30. katından varşovaya kuşbakışı :)
 Oldtown square yollarındaa:)
 senelerdirr orada duruyormuş bu arabaa:)
 varşova'da Hakan'ımızla hatıra fotoğrafı hahahahaha :)))

 bu bi klasik çok takılmayın :)
 Fahri Makinacılar olarak teknik müze gezimiz:)
 Legia Varşova'nın mabedi. O gün içeri giriş yoktu giremedik ama güzel stad.
 Çağrı başganın okullll :)
 Polonya sokaklarında Türk Bayrağımız!
Son gün yorgunluk kahvesi içmeden önce :)) bu güzel gezi için Çağrı başkana bir kez daha teşekkür ederim :)

13 Ekim 2013 Pazar

' EILC DOSTLUĞU VE WROCLAW '

Okulda ilk hafta geride kaldı. Yarım yamalak girdiğim dersler falan. Ben sadece omü'de var sanıyordum  sürekli değişen bir türlü düzenlenemeyen ders programı. Burda da varmış. 13 ders alıcam ben döndüğümde 6-7 derse denk gelicek. Bu olay 1 sene erasmus yapma fikrimi biraz değiştirdi. Şubat ayında yol gözüktü gibi ama bakalım.

Hery neyse okula dair anlatılacak pek fazla bi olay yok zaten. Yurtta insanlarla yavaş yavaş kaynaşmaya hatta beraber parti vermeye başladık. Sıkıntı çekmiyorum çünkü beni içlerinden bir polonyalı gibi kabulleniyorlar. Bu hafta sonu çok güzel,dolu geçti. Krakow'dan kurs ekibinden arkadaşlarla.Wroclaw şehrinde toplandık.Şehre dair çok şey duymuştuk,az bile söylemişler henüz varşova,gdanks'ı görmedim ama Krakow'dan daha güzel bir yer olduğu kesin. wrocLOVE! diye boşuna demiyorlarmış anladım. O kadar samimi bir grupla toplandıkki. herkes 12 gibi wroclava vardı. en yakın yerden gelen benim 1 saatcik. 5-6 saat yol gelenleri vardı. sağ olsunlar. sadece 1 ay zaman geçirdik ama biz çok şey paylaşmış çok kaynaşmışız. Harika arkadaşlık bağı kurmuşuz. Kısa sürede özlemişiz. Gün boyu elimizde hartia avare avare dolandık durduk şehirde. gece sabaha kadar partide koptuk hep beraber ve ayrıldık. ilerleyen zamanda daha kalabalık ekiplerle başka yerleri gezip görme fırsatımız da olur umarım. :) şimdiiii güzel geziden bir kaç fotoğraf ile yazımı tamamlıyacağıımm mmm m ! :)))  buarada baya eğlendik,fakat iyi eğlendik, çok eğlendik.





3 Ekim 2013 Perşembe

Prag günleri !

Prag günlerini basit birkaç cümle ile geçiştirmiştim. Aslında deli gibi yorucu ama bir o kadar da eğlenceli günlerdi. Anlatılacak dolu dolu anılar vardı. Görülen yerler. Ben bunların hiç birinden bahsetmedim başlangıçta. E böyle olunca bizi Prag'da deyim yerindeyse 'krallar gibi' ağırlayan kardeşim Hakan Yazgı (PRAG ASLANI) üzülmüş. Üzmek olmak onu. dolu dolu geçen prag günlerini fotoğraflarla süsleyerek yazıcam. Biz eğlenmeye yolda başladık aslında Çağrı ,Fatih  ben. Berlin'den otobüsle prag yoluna düştüğümüzde heyecanda vardı. Florenc'da bizi bekleyen bir ekip de. Hakan,Azra,Ertuğrul karşıladı. Daha orada başladık demlenmeye. Çek cumhuriyeti,Prag ile ilgili aklımda kalan şeylerden biri bu heryerde serbestlik olması. Kural yok. Hakan  3 ay boyunca her türlü  keyfine göre kullandığı JIH yurdunu bize de ayarladı.  JIH da unutulmazlardan benim için.
       . O kapının önünde sabahlara kadar ettiğimiz muhabbetler. O kafalar güzel günlerdi. İlk günden sonra çıkmaya başladık geceleri. Hakan'în rehberliğinde Prag gecelerine akıyorduk. Tabi o gecelerden biri benim için perişan bitti onun ddetayını  burada vermeye gerek yok. Baktık gecelerin sonu yok biraz tarihi,şehir turları falan deneyelim dedik.  Old town square de Buğra'yı andık.

 Çek meşhur yemeği Hakan'nın vazgeçilmezi Goulash yerken :)
 Söylenene göre prag köprüsünde bu noktaya her kim dokunursa ileride mutlaka yolu praga düşermiş. Bakalım göreceğiz:)
 Yine köprüde :)
 Özel bi ismi yok sanırım boyalı duvar önünde Hakan Yazgı pozu :) son 3 fotoğrafta gözükmeyen Hakan bizi o ara satıp bir buluşmaya gitmişti bunu söylemeden geçemicem .
 Yanlış hatırlamıyorsam avrupanın en büyük club'ı 4 katlı. güzel mekan.
Prag kalesi yansıma :)
ve aslında daha bir sürü dolu sohbet eğlenceli vakit tüm fotoğrafları paylaşmaya kalksam önünü alamam. Prag 1 cümle ile anlatılamayacak kadar güzel ve dolu geçti. Yeniden selam olsun o günlere.  Pragdan geri kalan en güzel kare benim için bununla bitireyim.

2 Ekim 2013 Çarşamba

Erasmus rahat baba ya :)

Buraya geldiğim de 1 hafta oldu. Ulan zaman su gibi geçiyor. Demiştim ya burası daha ufak daha durgun. Öyle devam ediyor. Okulun açılması ile küçük yurt dolmaya başladı. Öğrenciler geliyor. bütün beklentim sınıfımdan yana. Böyle olmasının bir iyi yanı çok yapacak bişey olmaması. Avrupa turunda daha rahat etmemi sağlayabilir mali açıdan. 30 eylül günü okulun resmi açılış törenine katıldım. Bizim mezun olurken giydiğimiz cüppe kep olayı adamların yeni öğrencilerine uygulanıyor. Belli başlı ilkeleri anladığım kadarıyla toplu şekilde yeni öğrencilere okutuyorlar ve bunlara sadık kalacaklarına dair söz alıyorlar. Değişik bi uygulama motive olur mu iyi birşey mi bilemedim aslında. Ama Erasmus olarak ben de katıldım törene. Dilimin döndüğünce lehçe söz verdim ! :) Rektör küçük asası ile omuzuma dokunarak beni resmi bir PWSZ öğrencisi yaptı :) değişik ilginç bir andı. Erasmus olmanın rahatlığını yaşıyoruz bugün 4. gün okul açıldı hala bir derse girmedik yatışlardayız. Daha gidicez sınıfları ayarlıyacağız da falan falan. Rahatız böyle yani :) Biraz yeni arkadaşlık edinerek burayı daha eğlenceli çekilir hale getirmenin vakti geldi ! Şimdilik bu kadar :)


27 Eylül 2013 Cuma

Fırtına öncesi sessizlik !

Çok hızlı güzel bi giriş yaptık erasmus'a önce fırtına gibi geçen 1 haftalık Prag ardından mükemmel bir arkadaşlık grubu ile 1 ay süren Krakow günleri
. EILC kursu bitince herkes gideceği yerin yolunu tuttu. Aynı yere giden bir sürü kişi vardı. Ben tek başım düştüm yollara. Çağrı'dan da ayrıldık. Adını söylerken bile zorlandığım yazmasını bi türlü beceremediğim şehre doğru çıktım yola! walbrzych!! (copy-paste yaptım adını). Öylesine güzel iki şehirden sonra bekletilerimi hiç yükseltmedim beni neyin beklediğini az çok tahmin ediyorum. bugün burada ilk günüm ! 1'inde okulum başlıcak. Yurt bomboş. şehir bomboş. umarım okulun başlaması ile canlanır biraz şehir. Yoksa her hafta sonu wroclaw git gel gibi olacak erasmus. Kimsenin olmadığı zamanın çoğunu yurtta geçirdiğim bugünleri tulum,eski fotoğraflar ve tabiki whatsapp ile dolduruyorum. böyle yalnız kalmak hem iyi hem kötü. ilk kez yaşamadığım için bu durumu öyle çok çekilmez gelmiyor. Alışmışlık var yani. Kafa dinleme dönemi diyorum bu günlere. Yorucu avrupa turları öncesi geçen sakin günler! fırtına öncesi sessizlik !

Krakow'da çok güzel arkadaşlıklar kurduk. Yeni insanlar Türk,İspanyol,Alman,Fransız çok güzek günler geçirdik.